Time Travel
Research Center © Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 - Turkey / Denizli

UFO Propulsion Research...
Ether Energy
Generator - Alfred
Evert -
Preliminary Remark- One aim of earning Free Energy is to tap unlimited ´sea
of energy of universe´. There is talked about space-energy, zero-point-energy,
vacuum-energy etc. - however these terms are contradicting by themselves:
space is abstract term (which can not content energy), zero-heat implies
zero-energy (if thought by particles as common understanding), within vacuum
no forces can affect (because real vacuum excludes everything). It´s true:
whole universe is full of energy - however ´energy´ again is totally
abstract term, empty of real content.
Han's Coler's "Free
Energy" Generators - Robert
A. Nelson - This oscillation
took place in the magnetic circuit of the apparatus, and induced in the
electrical circuit the frequency which of course depended on the value of
the components used. These two phenomena interacted, and gradually built up
the tension... Coler stated that the strength of the magnets did not
decrease during the use of the apparatus, and suggested that he was tapping
a new sort of energy hitherto unknown "Raumenergie" (Space-energy).

Billy Meier Semjase -
Billy Meier Semjase - 2
Gravity and Antigravity - David Pratt -The
field of electrogravitics was pioneered by physicist and inventor Thomas
Townsend Brown (1905-1985), beginning in the mid-1920s. He discovered that
if an electrical capacitor* using a heavy, high charge-accumulating
dielectric material between its plates was charged with 75,000 to 300,000
volts, it would move in the direction of its positive pole – this later
became known as the Biefeld-Brown effect.
Antigravity and
the Ultimate Spacecraft Propulsion System
by
Noel Huntley, Ph.D.
There is considerable confusion with the
concept of antigravity and its related subjects. If we imagine a magnet
arrangement with one magnet located stably above another, 'like' poles
together, we have repulsion and a magnet suspended in space. Visually it
resembles a form of antigravity but of course it is no more antigravity than
is rocket propulsion.




Tesla Anti-Gravity Disc And Fly Machine:
Drawn in 1927, then
Developed by Tesla, this craft, uses a powerful ion down draft electron wind,
electro-magnetic fields. The hovering disk was financed by J.P. Morgan and
Marconi, and tested in 1938.

Electro-Dynamic Propulsion:
Just another short word on the charge path...
The electric moment exits the craft at the ball; and since the voltage is so
high the 'electrons' are reluctant to 'turn around and head back to the
bottom of the craft.' There are some that enter through the upper portions
of the craft's mass, but there are more that traverse the air to the lower
third of the craft's mass before re-entry. This of course generates the air
ion flow to the underside which in turn cools the plasmoid and recycles
through the fan to exit from the upper dome to enhance the lift and thrust
factors simultaneously.
UFO
Technology - 13 :
''UFO teknolojilerine doğru'' adı
altında oluşturduğumuz bu web sayfası altında uzaylı ziyaretçilerle
görüşmeler ve dünya dışı temas iddialarının ele alındığı bu bölümde yine
uzaylı teknolojilerine dair biraz daha ayrıntılı yada farklı açılardan ele
alınan bilgilerini ilginize sunuyorum.

Shipov on Torsion: Dr. Gennady Shipov on Torsion
Physics & BPP- Dr. Gennady Shipov is one of the world’s leading
physicists in Torsion-Physics research. He joins us to talk about the
fundamentals of this emerging branch of scientific discovery, and provides
some unique insight into how we can turn the fundamental forces of nature
towards the goal of advanced propulsion…

KASYOPYA'LILAR... Laura
ve grubunun kasyopya'lılarla yaptıkları temasların ham transkriptleri.
Kendilerini kasyopyalılar (cassiopaeans) olarak tanıtan ve Laura knight
jadczyk ve onun grubu ile temas kuran 6. yoğunluk pozitif varlıklarının
verdiği bilgiler.. Kasyopya (Kraliçe Takımyıldızı) Oryon yakınında bir
bölge. Temas bilgileri içinde UFO teknolojisine dair bazı ip uçlarınında
geçmesinden dolayı bu bilgileri okurlarımın dikkatine sunmaya karar verdim.
Temas Bilgileri:
NASIL YOLCULUK EDEBİLİYORLAR??? Eterik varlıklar , eterik uzayın bir
bölümünü iyonize ederler , düşüncelerini gidecekleri yere akort ederler. Bir
anda gemileriyle bu hedefe ulaşırlar ve gemileri dünyamızın atmosferinde ...
UFO Teknik System
Area S4 Nevada - Bob Lazar "Sport" Model:
Bob Lazar is a scientist who claims to have
worked from late 1988 to early 1989 at Area S4 of the super-secret Groom
Lake facility in Nevada back-engineering the propulsion system of one of
nine flying saucers that the Government kept there.

Alien Lifesytle - Images illustrated by Varion2012. These images depict the
incredible lifestyle of the extraterrestrials he is in contact with, and
others he has met.
Uzaylılar tarafından kaçırılma
hikayeleri:
Dünya çapında ünlü İngiliz UFO uzmanı Jenny
Randles ( Türkiye’de de kitaplarından ikisi tercüme edilerek basılmıştır) en
ilginç ve belgelenmiş uzaylılar tarafından kaçırılma ve yakın temas
vakalarını yeni yayınladığı The Complete Book of Aliens and Abductions-Uzaylılar
ve Kaçırma Olayları Üzerine Kapsamlı Kitap (Piatkus Yayınevi, Londra,
İngiltere) adlı eserinde geniş yer vermiştir.
Alien - Zeta Retuculi:
The
beings are three to four feet tall and weigh twenty five to fifty pounds.
Their bodies vaguely resemble a human toddler's torso if emaciated from
hunger. They have grayish skin and
large-heads
with almond shaped wrap-around eyes. They have very slight nose, mouth, and
ear positions and are hairless.

Bob Lazar:
Delta
configuration:
Using Gravity for
Interstellar Travel.
Lazar çok gizli bir projede görevlendirilmek üzere
mühendis olarak alındığını ileri sürüyor.

Scorned by serious UFO researchers, is there
anything to support his claims of reverse engineering alien spacecraft...?

Bob Lazar:
Gelişmiş bir itme sistemi üzerinde çalışacağımı düşünüyordum.Bu benim için
biçilmiş kaftandı. Bu beni çok heyecanlandırmıştı. Bunun gerçekte bir
yerçekimine karşı itme sistemi olacağını düşünmem
sağlanmıştı.Gerçektende böyleydi.Fakat konuştukları şeylerin gerçek amacı
konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Enigma Gizli UFO Dosyası

Gizli 51.Bölge
A'dan Z'ye UFO KAZASI:
ROSWELL
Lazar Las Vegas'tan Groom Lake uçtuğunu buradan
bir otobüsle Papoose Lake'e 51. bölgeye götürüldüğünü söylüyor.
Bob Lazar: Araba
ilerledi hangar kapısı açıktı ve orda bir uçan daire duruyordu. Dışarı
çıktım ve özellikle burdan geçirildim. Bana önüme bakmam ve dümdüz yürümem
söylendi. Bu bir tür psikolojik işkenceydi. Çünkü bu şey olağan üstü
ilginçti. Ama bunun bizim tarafımızdan gerçekleştirilmiş bir araç olduğunu
sanmıştım. Ve gerçektende bu tüm gülünç UFO olaylarını açıklıyor diye kendi
kendime güldüğümüde hatırlıyorum. Bu araçları biz yapıyorduk ve deneme
uçuşlarını gören herkes başka gezegenlerden gelmiş uçan daireler olduklarını
düşünüyordu. Bu harika bir şey diye düşündüm.Hatta bir yerine küçük bir
amerikan bayrağı bile yapıştırmışlardı.

(Bob Lazar'ın hikayesi)
Fakat Lazar uçan dairenin uzaydan geldiğini
düşünmeye başladı.
Bob Lazar: Aracın
içerisine girmem biraz daha sonra oldu.Ve bunun bizim tarafımızdan yapılmış
bir şey olmadığı son derece açık şekilde ortaya çıktı.Çünkü içindeki
herşeyin ne kadar küçük olduğunu görünce bunun insan taşımak için
yapılmadığını anladım. O zaman asıl amaç belli oldu.Ve burda nasıl
yapıldığını öğrenmek için geri mühendislik yapıyorduk. Ve buda aracın burda
yapılmadığını açıkca ortaya koyuyordu.Disk üç kısımdan oluşuyordu. Benim hiç
giremediğim üst kısım, içeri girilen orta kısım ve yerçekimi anfilerinin
olduğu alt kısım.Orda olmak yani içinde olmak ürpertici bir duyguydu.
Görünürde düğmeler veya kontrol paneli yoktu. Zemine oturtulmuş tek şey üç
sandalye, reaktör ve yerçekimi yükselticileriydi. Onların altında itme
sisteminin parçaları vardı.Araçtakilerin hepsi buydu. Başka bir şey yoktu.
Lazar, gizli üsdeki ilk günlerinin gözetim
altında temel belgeleri okumakla geçtiğini söylüyor.Lazar'a göre belgeler
uzaylılara ait detaylı bilgiler içermekteydi. Ve uzay gemisinin yeni
bulunmadığı açıktı.
Bob Lazar: Aracın
üzerinde en azından bir kaç yıldır çalışıyorlarmış gibi görünüyorlardı.
Fakat benim tahminime göre 20 yıldır bu çalışma sürüyordu.Her grup aracın
belirli bir parçası üzerinde çalışıyordu.Örneğin bir grup, bizim grubumuz
aracın madeni enerji kaynağı üzerinde çalışıyordu. Ve bizimde ilgilendiğimiz
belirli bir parça vardı. Biz aracın güç ve itme sistemleri üzerinde
çalışıyorduk.Bir keresinde hangara gittiğimde bütün yan kapılar açıktı. Ve
aşağıda başka uçan daireler görünüyordu.Ve bunlar tamamen farklıydılar. Bana
hepsinin güç ve itme sistemlerinin birbirinin aynı olduğu anlatıldı. Kaç
tanesinin çalışır durumda olduğuna gelince, sadece benim üzerinde
incelemeler yaptığımın çalışır durumda olduğunu biliyorum. Geri kalanlara
gelince bunlar karton modeller bile olabilirdi. Onlar hakkında yorum
yapamam. Araçlardan biri bir kenarı üzerinde yan yatırılmıştı ve ortasından
bir mermi ile vurulmuş gibiydi.Buna dayanarak araçlardan bazılarının
çalışmadığını söyleyebilirim size. Orda toplam 9 uçan daire veya uçan disk
vardı. Böyle söylüyorum çünkü tam olarak tanımlayamamıştım.
Bob Lazar yalan makinesine bağlı iken aracın
reaktörünün nasıl çalıştığını söylerken doğru söylüyormuş gibi görünüyordu.

Bob Lazar:
Herşeyin nasıl çalıştığını bilmiyorduk. Ama aşağı yukarı bir fikrimiz
vardı.Bu bir itme sistemiydi. Göremeyeceğiniz bir şeydi ama bir uçağı
havalandırabilirdi.
Yerçekimine karşı itme sisteminin çalışması iki
mıknatısla gösterilebilir. Bir yöne koyulduğunda mıknatısın kutupları
birbirini çeker. Diğer yöne çevrildiğinde ise mıknatısın kutupları birbirini
iter. Lazar uçan dairenin çekim dalgalarının itme ve çekme özelliğini
kullanarak uzayda hareket ettiğini söylüyor.
Bob Lazar:
Dünyadaki maddeleri ve en gelişmiş teknolojileri kullansak bile bu
sistemlerin bir eşini daha yapamazdık. Buna yaklaşamazdık bile.Gördüğümüz
şey bir yok etme reaktörüydü. Bu madde ve antimaddenin tepkimesini sağlayan
bir reaktördü. Biz böyle bir şeyin çok uzağındaydık. Göremezdik! Mümkün
olduğunu biliyoruz. Füzyon reaktörlerinin olduğunu biliyoruz.Güneşin yaptığı
gibi enerji üreten füzyon reaktörleri yapmaya çalışıyoruz ancak yüz kez daha
etkili olan antimadde reaktörleri üzerinde düşünmedik bile! Ve elimizde
bunun çalışan bir modeli var.Sadece çalışan bir model değildi.Üstelik çok
küçüktü.Bir insanın kaldıracağı büyüklükteydi. Avucumuza sığan şeye
bakıyoruz tek başına bir nükleer enerji santralinden daha fazla enerji
sağlayabilir.Yani bu bizim teknolojimizden sadece biraz ileri bir teknoloji
değildi. Bu olağanüstü bir şeydi.
Bob Lazar 51. bölgede çalıştı mı? Ciddi bir kanıt yok. Bob Lazar uzman bir
bilim adamı mı? Röportajlarda söylediği şeyler doğru mu?
Lazar güvenliği açıkca ihlal etmesi üzerine 51. bölgeden kovulduğunu
söylüyor.
Bob Lazar:
Üzerinde çalıştığım araç çok sık denenirdi. Denemelerin çoğu çarşamba gecesi
yapılırdı. Araçlar kesinlikle açık havaya çıkarılmazdı. Nadiren dağ
seviyelerine çıkarılırlardı. Bunun onlar için bir ödül olduğunu ve yeni yeni
kullanmayı öğrendiklerini unutmamalısınız. Onu kaybetmek istemiyorlardı.
Belirli deneme tarihlerini ve zamanlarını gösteren bir çizelgeyi
aldım.Denemelerin olduğu ve kendim çalışmadığım bir günde arkadaşlarımı
çağırdım. Denemeleri kendi gözleriyle gördüler. Çok şaşırmışlardı.
Lazar parlak bir ışık gördüklerini öne sürüyor.Bir uzay aracı gökyüzünde
konvansiyonel bir uçağın yapamayacağı şekilde değişik yönlerde ve açılarda
hareket ediyordu.
Bob Lazar: O
sırada üsde değildik. Üsden 16 km uzaktaydık. Fakat bu kadar uzun mesafede
bile küçümsenmeyecek bir güvenlik sistemi var. Ve biz baya bir şeyler
görebiliyorduk.Zaman geçtikçe gevşedik ve sonunda yakalandık tabi.
Yakalandıktan sonraki gün işe gitmem gerekiyordu.Buna rağmen beni Las
vegas'ın kuzeyindeki bir hava üssünde sorguladılar.Ordaki insanlarla aramda
çok fazla sürtüşme oldu. Bana bağırırken silah doğrulttular.Bana birine
fiziksel zarar vermeden ne kadar olabilirse o kadar kızgındılar. Beni
öldürmekle tehdit ettiler.Karımı öldürmekle tehdit ettiler.Daha önceki görev
kayıtları bulunduğum yerler, çalıştığım yerler, birlikte çalıştığım insanlar
hepsi yok olmaya başladı. Artık benide yok edeceklerini düşünmeye
başladım.Çok korkmuştum. Yerel bir televizyon istasyonundan biri ile
görüşmenin gerekli olduğunu düşündüm.Çünkü eğer haberlere çıkarsam beni
tamamen ortadan kaldıramazlardı. Sizde taktir edersiniz ki tüm bu iddiaları
öne süren bir insanın ansızın yok olması çok şüpheli olurdu. Yani bu benim
için hayatımı garanti altına almaktı.


BOB LAZAR'A GÖRE UFO'LAR NASIL
ÇALIŞIYOR:
Lazar uçan disklerin bir anti-madde
reaktörüne sahip olduğunu ve bu reaktörün yakıt olarak atom sayısı 115 olan
bir elementi kullandığını ifade ediyor.Lazar element 115 in dünyadaki
elementler gibi tek yönlü değil, iki ayrı amaçla kullanılabilen bir element
olduğunu belirtiyor ve açıklıyor; ”dünya biliminin henüz bilmediği ve
özelliğini tanımlayamadığı yerçekimi enerjisi” ni element 115 sağlıyor ki
bunun adı A Enerjisi, bu enerji element 115′in çekirdeğinden kaynaklanıyor
ve yayılıyor, ikinci olarak da, element 115 anti-madde radyasyonunun
kaynağı, bu da gereken hareket gücünü oluşturuyor.Lazar’ın anlatımına göre
adı geçen çekim veya uçuş Amplifikatörü’nün sistemi A enerjisini bir yere
odaklayarak, uzay- zamanın bükülmesini sağlıyor, uzay-zaman bükülümü ise, bir astro-fizik deyimi, basit bir anlatımla ışık hızından çok daha fazla bir
süratle zamanın ve üç boyutlu uzayın dışında mekan değişimi olarak
düşünülebilir. Uzay-zaman bükülmesi yine bir astro-fizik tanımıyla bir kara
Delik’ in çekim alanı kadar bir güç alanını oluşturuyor. Böylece elde edilen
dev enerji , ışık yılı gibi çok büyük uzaklıkların aşılmasını sağlıyor.


Bu araçlar kendi çekim
alanlarını yaratıyorlar. Nasıl dünya herşeyi kendine doğru çekiyor ve yerde
tutuyorsa, onlar bu yerçekimsel alanın bir benzerini kendilerine göre araç
çevresinde yaratıp bu gücü bir hareket kaynağı olarak kullanmaktadırlar.Bu
araçlar kendi yerçekimsel atmosferlerini yaratabiliyorlar.Dünya tüm
maddeleri aşağı çektiği için onlarda aynı ortamı yaratıp aşama aşama
kendilerini iten bir oluşuma geçebiliyorlar. Disk şeklindeki uzay araçları
bir tür atom reaktörüne sahiptirler.Bir tür termoelektrik jenaratörü olan bu
reaktör elektrik enerjisi üretiminde kullanılıyor.Bu reaktörü çalıştırmak
için element 115 denen yüksek oktanlı bir sıvı, element 116 denen bir başka
elemente dönüşerek çekirdek parçalanması ile anti nükleer tepkime meydana
getirmektedir.Bu işlem sonucu % 100 enerji dönüşümü gerçekleşerek reaktörde
muazzam bir ısı oluşturulmaktadır.Bu antimadde reaktörü bir tür anti nükleer
enerjiyle işletilen mini bir termoelektrik santralidir.Burdan elde edilen
elektrik enerjisi dalga klavuzuna ve yerçekimi amplifikatörlerine
sürülmektedir….

Lazar ekliyor; “bir uzay-zaman
bükülümü içinde yolculuk yapılırken, element 115, element 116 denen bir
başka elemente dönüşerek bir anti-madde alanını da yaratıyor. Anti-madde
alanında oluşan zıt alan ise, element 116 sayesinde %100 enerjiye
dönüşebiliyor.Reaksiyonun ısısı sonucunda, ortaya çıkan elektiriksel enerji
yeterli olduğu gibi, bir tür termo elektrik jenaratörü oluşturuyor. Sözünü
ettiğim a enerjisi, böyle sağlanırken, delta durumuna geçildiğinde a
enerjisi, uzay-zaman bükülümünü sağlayınca bir tür kara delik ortaya
çıkınca, ışık yılları aşılabiliyor…”
 
Çok gizli bir üs...
Robert veya Bob Lazar yukarda
adı geçen Nevada'daki ünlü 51.Bölge'de bulunmuştu. Aslında bir fizik uzmanı
olan Lazar, ABD Hükümeti tarafından resmen görevlendirilmişti. Lazar, hiç
çekinmeden birkaç ayrı UFO tipini tarif etti. Lazar, ayrıca Las Vegas'ın 15
mil kuzeyindeki Pagose Gölü yakınında gizli bir araştırma merkezi
bulunuyordu. Burada U2, SR71, F117A ve SR75 gibi çeşitli uçaklar
geliştirildi. Üste çok ciddi ve inanılmaz derecede bir gizlilik
uygulanıyordu. Ölüm cezası bile vardı. Pagose Dağı'nın içine 9 hangar inşa
edilmişti. Hangar kapıları öylesine doğaya uydurulmuştu ki, birkaç yüz metre
yakından bile fark edilemiyordu. Lazar'a göre,
bu hangarların içinde UFO benzeri uçan disklerin deneyleri yapılıyor ve uçuş
prensipleri deneniyordu. Lazar, disklerin
uçabilmesi için adına "Yerçekimi Amplifikatörü" denen bir aygıt
geliştirilmişti. Aygıtın planları dünya dışı canlılar tarafından
hazırlanmıştı. İki tür UFO vardı, birisi "Omicron" adı verilen bir
gezegen veya bir yıldız çevresinde kısa yolculuklar yapabilen diskti.
"Delta" adlı diğer tip ise, uzay zaman alanı içinde hareket edebilen, ve
bu şekilde yıldızlar ve galaksiler arası yolculuk yapabilen olağanüstü bir
araçtı. Araçların üçüncü ve bir başka tipi ise, hem Omicron, hem de Delta
konumuna geçebilen bir modeldi. Bu diskler veya araçlarla ilgili tüm bilgi
vardı ve uygulanıyordu.

Lazar, üsten ayrıldıktan sonraki
yıllarda çalışmaların bitirilmiş olacağını ve dünyada 80'li yıllardan sonra
görülen UFO'ların hemen hemen tamamının dünya yapısı olduklarını iddia
ediyordu. Ve bu araçlar gizli tutuluyordular. Lazar, dünya dışı canlıların
sadece güney yarım küreden gözlemlenebilen Zeta Reticuli yıldız sisteminden
geldiklerini vurgularken, Faicon grubunun söylediklerini onaylıyor. Bu
yıldız sistemi dünyaya 38 ışık yılı uzaklıkta ve bir ve iki diye
numaralandırılan ikili bir yıldız sisteminden oluşuyor, dünya dışı canlılar
Reticulum 4 planetinden, yani Zeta 2 Reticuli yıldızının dördüncü
planetinden geliyorlar. Galaksimizi ve yıldız sistemlerimizi doğal olarak
kendilerine göre isimlendirmişler. Örneğin bizim güneşimize "Sol",
dünyamıza ise. güneşin üçüncü gezegeni olduğu için "Sol 3" diyorlar.
Yaşadıkları gezegende yani Reticulum 4'te bir gün, dünya zamanıyla 90 saat
sürüyor. Lazar'ın dünya dışı canlıları tarifi, Faicon'dan çok farklı değil,
hatta aynı gibi. Boyları bir bir buçuk metre arasında, ağırlıkları 15 ile 30
kg arasında, hemen hemen yeni yürümeye başlayan bir çocuk görünümündeler,
başları büyük, her yönü görebilen badem seklinde kocaman gözleri var ve
genelde saçsızlar. Daha çok mavi gri renkte tek parça tayt benzeri bir giysi
ile görülmüşler.
 
UFO'lar nasıl çalışıyor (!)
Sonuç olarak gerek Faicon'un
gerekse de Lazar'ın anlattıkları gerçekten ilginç; Örneğin Lazar, disklerin
reaktörlerinin benzinle çalıştıklarını söylerken önce şaşırtıyor ama sonra
bu benzinin bizimkinden çok farklı olduğunu anlıyorsunuz. Çok yüksek oktanlı
ve petrolden değil, atom sayısı 115 olan bir elementten üretiliyor. Bu
element ise bizim elementler için kullandığımız periyodik kartımızda
bulunmuyor. Lazar, Element 115'in dünyadaki elementler gibi tek yönlü değil,
iki ayrı amaçla kullanılabilen bir element olduğunu belirtiyor ve açıklıyor;
"Dünya biliminin
henüz bilmediği ve özelliğini tanımlayamadığı Yerçekimi Enerjisi'ni Element
115 sağlıyor ki bunun adı A Enerjisi, bu enerji Element 115'in çekirdeğinden
kaynaklanıyor ve yayılıyor, ikinci olarak da, Element 115 anti madde
radyasyonunun kaynağı, bu da gereken hareket gücünü oluşturuyor."
Lazar'ın bu
sözcüklerinden şu anlam çıkıyor; Her disk, kendi içinde birer minik gezegen
olarak kabul edilebilirler.

Lazar'ın anlatımına göre, yukarda adı geçen
Çekim veya uçuş Amplifikatörü'nün sistemi A enerjisini bir yere odaklayarak,
uzay zamanın bükülmesini sağlıyor, uzay zaman
bükülümü ise, bir astrofizik deyimi, basit bir anlatımla ışık hızından çok
daha fazla bir süratle zamanın ve üç boyutlu uzayın dışında mekan değişimi
olarak düşünülebilir. uzay zaman bükülmesi yine bir astrofizik tanımıyla bir
Kara Delik'in çekim alanı kadar bir güç alanını oluşturuyor. Böylece elde
edilen dev enerji, ışık yılı gibi çok büyük uzaklıkların aşılmasını
sağlıyor.
Lazar ekliyor;
"Bir uzay zaman
bükülümü içinde yolculuk yapılırken, Element 115, Element 116 denen bir
başka elemente dönüşerek bir anti madde alanını da yaratıyor. Anti madde
alanında oluşan zıt alan ise, Element 116'nin sayesinde %100 enerjiye
dönüşebiliyor. Reaksiyonun ISISI sonucunda, ortaya çıkan elektriksel enerji
yeterli olduğu gibi, bir tür termoelektrik jeneratörü oluşturuyor. Sözünü
ettiğim A Enerjisi, böyle sağlanırken, Delta durumuna geçildiğinde A
Enerjisi, uzay zaman bükülümünü sağlayınca bir tür Kara Delik ortaya
çıkınca, ışık yılları aşılabiliyor..."
 
 
Element 115 - GRAVITY
WAVE AMPLIFIER
It is claimed that with this you
can set up a resonance with gravity to create/amplifiy gravity waves.

UFO propulsion
Element 115 was first mentioned in the 1980s in association with UFO
conspiracy theories. The most popular account of element 115 is from Bob
Lazar, a scientist who claims to have worked on a top-secret, alien craft
reverse-engineering program at a site known as S-4 near Groom Lake, Nevada.
Many popular culture websites exist which discuss and critique the claims
surrounding the element and the field.
Bob Lazar claims that Element 115 exists as a stable isotope. It's used as a
fuel via nuclear reactions with proton projectiles in which antiprotons are
created. These are then collected and channeled into an annihilation chamber
where they react with protons to form gamma rays and lots of energy. This
enormous power is used to fantastically multiply the minuscule Gravity-A
wave also produced by the onboard Element 115 reactor.
 
Gravity-A is understood to exist only between atomic nuclear particles and
is vastly more powerful than the Gravity-B with which we are all familiar
from our own everyday experience. Element 115 is unusual in that the Gravity-A
effect extends just beyond the perimeter of the Element 115 atom and with
very advanced technology can be tapped and amplified and then directed via
gravity distortion devices to produce a kind of ''propulsive'' effect for
the alien spacecraft. What is supposedly happening is that the craft is
creating a large enough space-time distortion along its direction of
orientation that it essentially ''falls downhill'' through the artificially
generated gravity corridor.


İstanbul
-Kumburgaz UFO'su:
İSTANBUL (İHA) - Kumburgaz'daki
bir sitenin bekçisi tarafından çekilen görüntüler, Sirius UFO Uzay Bilimleri
Araştırma Merkezi'nin "Dünyada ilk defa 2 dünya dışı varlık görüntülendi"
açıklamasıyla basına dağıtıldı.

UFO Dosyaları: Uzaylı Mühendisler (UFO
Files: Alien Engineering )
UFO Files: Alien Engineering
Dünya dışı varlıklar gerçek olabilir mi? Uzaylılar gemilerini nasıl ve neye
göre inşa ediyorlar? Cevaplarını belki de bu belgeselde bulabilirsiniz.
Hayal kurma üzerine bir egzersize hazırlanın! Uzaylılara ait bir uzay
aracının düştüğünü ve insanların onu bulduğunu farzedin. Bu aracı
yapanlardan neler öğrenebiliriz? Yıllardan beri yapılan UFO gözlemlerinden
elde edilen veriler doğrultusunda tipik bir uzay gemisi animasyonu
yaratıldı. Geminin biçimini neden bu şekilde yaptıklarını, atmosferin
etkilerinin üstesinden nasıl geldiğini, yerçekimine nasıl meydan okuduğunu
ve ışık hızından daha hızlı bir seyahati nasıl gerçekleştirdiğini
keşfedeceksiniz. Uzmanlar uzaylı gemilerinin sırrını açığa çıkarıyor. Diğer
dünyaları öğrenmemize yarayacak teknolojiyi keşfetmeye çalışıyoruz.

Secrets of Antigravity Propulsion:
Tesla, UFOs, and Classified Aerospace Technology -
Author: Paul A. LaViolette, Ph.D.
A complete investigation of the development and suppression of antigravity
and field propulsion technologies
- Reveals advanced aerospace technologies capable of controlling gravity
that could revolutionize air travel and energy production
- Reviews numerous field propulsion devices that have thrust-to-power ratios
thousands of times greater than a jet engine.
- Shows how NASA participates in a cover-up to block adoption of advanced
technologies under military development.
In "Secrets of Antigravity Propulsion," physicist Paul LaViolette reveals
the secret history of antigravity experimentation--from Nikola Tesla and T.
Townsend Brown to the B-2 Advanced Technology Bomber. He discloses the
existence of advanced gravity-control technologies, under secret military
development for decades, that could revolutionize air travel and energy
production. Included among the secret projects he reveals is the research of
Project Skyvault to develop an aerospace propulsion system using intense
beams of microwave energy similar to that used by the strange crafts seen
flying over Area 51.
Using subquantum kinetics--the science behind antigravity technology--LaViolette
reviews numerous field-propulsion devices and technologies that have thrust-to-power
ratios thousands of times greater than that of a jet engine and whose
effects are not explained by conventional physics and relativity theory. He
then presents controversial evidence about the NASA cover-up in adopting
these advanced technologies. He also details ongoing Russian research to
duplicate John Searl's self-propelled levitating disc and shows how the
results of the Podkletnov gravity beam experiment could be harnessed to
produce an interstellar spacecraft.
Secrets of Antigravity
Propulsion: Tesla, UFOs, and Classified Aerospace Technology (PDF)

THE BOB LAZAR VIDEO AND EXCERPTS FROM THE
GOVERNMENT BIBLE :
UFOs and Area 51: The
Bob Lazar Video – Alien Technology
UFOS & AREA
51
Bob Lazar Video Transkript (1991) -Almanca
Боб Лазар и технология НЛО (Bob
Lazar ve
UFO teknolojisi):
Bob Lazar Video Transkript (1991) -Rusça
SketchUp UFO
Bob Lazar shatters the cloak of secrecy surrounding
the Unites States military’s most highly sensitive operations located at an
area known as S4 of Area 51, in the Nevada Air Force Range. Lazar gives a
full account of Alien spacecraft the Government has hidden at S4 as well as
details on their propulsion systems and how they operate. Bob Lazar was part
of the reverse-engineering team. As chief physicist on project “Galileo”,
Lazar reveals what the US Military has known and held secret for decades.
The Lazar Tape – describes and portrays the components and capabilities of
an extraterrestrial vehicle used for interstellar space travel; a gravity
propelled disc.

Bob Lazar claimed Area 51 S-4 "Sports Model" disc
Between December 1988 and April of 1989, as a young
nuclear physicist, Bob Lazar was part of the back engineering team. As part
of this team his job was to understand and attempt to duplicate the
propulsion systems of these craft.
1. How is it possible to travel vast distances of
space without exceeding the speed of light?
2. How do you generate a gravitational field?
3. What is the power source for interstellar travel?

GİZLİ BELGELER (TÜMÜ)
GİZLİ BELGELER (TÜMÜ)
ABD Yeraltı Üsleri ve Dünya Dışı Genetik Deneyler:
DULCE Üssü
MAJESTIC 12 BELGESİ & ROSWELL OLAYI ...
GOVERNMENT SCIENTIST -Bob Lazar
Phenomena Magazine - December 2015 - Bob Lazar

UFO TOP SECRET: The BOB LAZAR Interview
Robert Lazar - Jak funguje UFO

S4 UFO
Propulsion
BOB LAZAR'S ANTIMATTER REACTOR
Element 115 ~ Space Travel ~ Gravitic Control
Bob Lazar & George Knapp
UFO Gravity Manipulation
Gravitational Manipulation of Domed Craft: UFO
Propulsion Dynamics Paperback – October 12, 2008
by Paul Potter (Author) :
Gravitational Manipulation of Domed Craft by Paul E
Potter (PDF / E-Book)
Physics
of UFO gravity manipulation
- by Paul E Potter

DÜNYA DIŞI VARLIKLARLA KONUŞAN ADAM
3 Şubat 1937’de İsviçre’de doğan 'Billy' Eduard Meier, yaklaşık 65 yıldır
Pleiades takım yıldızından gelen dünya dışı varlıklarla fiziksel ve
telepatik olarak temas içinde bulunmaktadır.
Erra gezegeninden gelen Pleiadeslilere sözcülük yapan Billy Meier, bize
onların büyüleyici ve ezoterik öğretilerini ve bilgeliklerini iletmekte ve
üstlendikleri insanoğluna rehberlik etme görevinde onlara yardımcı
olmaktadır.
Meier'in çektiği binlerce fotograflardan bazıları:
Billy’nin dünya dışı varlıklarla olan teması henüz 5 yaşındayken
başlamıştır. Pleiades’ten gelen dünya dışı varlık Sfath, öğretileriyle
Billy’i hayatının misyonuna hazırlamış, Billy’nin temasa geçtiği ikinci
varlık olan Asket ise 11 yıl boyunca onu eğitmeye ve ona dünyevi ve dünya
dışı inançlar ve kültürler hakkında bilgi vermeye devam etmiştir.

28 Ocak 1975 günü, Billy ve Pleiadesli dişi varlık Semjase arasında, 100’den
fazla teması kapsayacak bir iletişim başlamıştır. Semjase’yle aynı uzay
gemisinde bulunan Ptaah ve Quetzal adlı iki uzay adamı da bu temasların
bazılarında onlara eşlik etmişlerdir. Bunlardan Billy’nin merhametli bir
bilgeliği olan yaşlıca bir adam olarak tanımladığı Ptaah genellikle
anagemide bulunmaktaydı; Quetzal ise üs komutanıydı.
Uzay gemisi ve içindekilerle Billy düzenli aralıklarla buluşmaya
başlamışlardı. Pleiadesliler, Billy’yle özel konuşmalar ve telepati yoluyla
temasa geçmekteydiler. Pleiadesliler ve daha ileri varlık formları
tarafından iletilen ve dünya tarihi, insanlık, bilim ve ruhsal konular
hakkında ilginç bilgiler veren temas konuşmaları satırı satırına kayda
geçirilmiştir. Bunlardan bazıları Pleiadeslilerin isteği üzerine bizzat
Meier tarafından yazılmıştır. Meier, 1989 yılından bu yana Semjase’nin
babası Ptaah’la yılda yaklaşık dört kez temasa geçmektedir. Pleiadeslilerle
olan temaslarının toplam sayısı 50’yi aşmaktadır.
Meier, uzaylıların anavatanları olan Erra gezegeninin Dünya’ya çok
benzediğini ve onun daha temiz ve saf bir kopyası olduğunu söylemektedir.
Pleiadesliler yükselişe giden yolu çok önceden seçmişler; gelişimleri
süresince pek çok iniş çıkışlar yaşamışlar ve çeşitli dönemeçlerden
geçmişlerdir. Muhteşem bir uygarlığın çöküşüne şahit olan Pleiadesliler
arasından kurtulmak amacıyla birleşen bir grup, Erra gezegenine yerleşmiş ve
uyumlu bir toplum olarak büyümeyi ve gelişmeyi başarmıştır.
İsviçre Hava Kuvvetlerinden bir Mirage Jeti, Meier'le iletişim kuran bir
Pleiades UFO'sunu takip etmeye çalışıyor...
(Meier'in temasları askeri yetkililercede bilindiğinden evinin etrafındaki
hava sahası sürekli askeri jetlerle kontrol ediliyor..Hatta Meier olayını
araştırmak için birçok defa bölgeye giden Başkanımız Haktan Akdoğan, bir
defasında bu jetlerin Meier'in evinin üzerinde keşif uçuşu yaptığına tanık
olmuş..)
Billy Meier’ın deneyimleri kayda geçen en uzun belgelenmiş temas hikayesini
oluşturmaktadır. 1978 baharında, Meier uzaylılarla toplam 105 kez yüzyüze
görüşmüştür. Bu temaslar, çok sayıda dikkat çekici ve benzersiz kanıtın
ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bazı temaslar sırasında, Semjase, Billy’nin
tabak biçimindeki uzay aracını uçuş manevraları yaparken fotoğraflamasına
izin vermiştir. Billy, ışık gemisi adı verilen bu uzay aracının 2.000’den
fazla fotoğrafını çekmiştir. Meier bu uzay araçlarını filme de almış, ayrıca
başka güneş sistemlerinden geldiğini söylediği kristaller ve metal örnekleri
sunmuştur. Bu metal örnekleri IBM ve bazı NASA yetkilileri tarafından da
incelenmiş ve dünyada bulunmayan bazı garip elementler içerdiği tespit
edilmiştir.
Pleiadeslilerin uzay aracı sadece Meier tarafından değil, sayısız kişi
tarafından gözlemlenmiş; tanıklar iddia edilen olayların gerçek olduğunu
görerek büyük hayrete düşmüşlerdir. Bu gözleri açan deneyimler, uzaylılarla
olan temaslarından bahsettiği için deliliğinden şüphe edilen İsviçreli
çiftçiye gereken desteğin verilmesini sağlamıştır. Tanıklar sadece Billy’nin
teması yoluyla oluşmuş olabilecek açıklanamayan olaylar gördüklerini,
duyduklarını ve yaşadıklarını söylemektedirler. Bu tanıklar arasında sadece
Billy’nin arkadaşları ya da yardımcıları değil, aynı zamanda tamamen konuyla
ilgisiz, farklı bir çok insan bulunmaktadır. Örneğin, 1975’te uzaylılarla
Billy’nin buluşma yeri olan Bachtel Dağı yakınlarında düzenlenen bir müzik
festivalini izleyen seyirciler gece ışık gemisinin gösterilerine şahit
olmuşlardır.
"The Adventures of Billy
Meier!" is a comic strip type presentation of certain information
in the Meier case that is especially important for humanity to know about.
It is hoped that many people who may not otherwise see, or read, this
information will find it more accessible in this highly visual format,
leading them to a deeper level of discovery.
Billy Meier olayı UFO tarihinde benzersiz olarak kabul edilmektedir.
Tanıkların ifadeleri ve çeşitli yazılı ve görsel materyallerle belgelenmiş
ve zenginleştirilmiş bir başka temas olayı bulunmamaktadır. Billy ve
Pleiadesliler arasında geçen konuşmalar ve öğretiler insanlığa çok değerli
dersler vermeye devam etmektedir:
“Bizim için zaman şimdiki andır.” Ptaah
“Zaman, uzaklık, uzunluk, renk…bunların hepsi kişinin perspektifine göre
değişen şeylerdir. Örneğin biz, dağların yüksekliğini deniz seviyesinden
değil, Erra’nın merkezinden olan uzaklığını bularak ölçeriz. Eğer bu dünyada
yapılsaydı, en yüksek sıradağların Güney Amerika’daki Ant Dağları olduğu
ortaya çıkacaktı.”
“Sevgi, bir kişinin ebedi gücü yayabileceği bir araçtır; sevgi ölümü mağlup
eder ve ışık yayar; sevgi bilgeliği, barışı ve aklımızın alamayacağı diğer
her şeyi somutlaştırır.”
“Dünya insanını gelişimini sınırlayan tek şey yine Dünya insanının
kendisidir.”
“Bilgelik, ruhunun varlığını farkeden ve onunla birlikte Yaratılış
kurallarına göre çalışan bir insanın işaretidir. Bilgelik ve ruh, güneş ve
güneş ışığı gibi tek bir vücutta hareket eden iki faktördür…her ikisi de
sıcaklık ve ışık verir.”
Semjase
‘Temasçı’ olarak ünlenen Eduard ‘Billy’ Meier , çocukluk yıllarından beri
Pleiades’den gelen varlıklarla temas halinde olduğunu iddia ediyor . Ve bu
iddiasını destekleyen bir çok kanıtı da var. Meier , 1975-76 yılları
arasında NASA ve Amerikan Hava Kuvvetleri’nden uzmanlar tarafından incelenip
gerçekliği onaylanmış binin üzerinde renkli ve mükemmel görüntü kalitesinde
UFO fotoğrafı çekti. UFO’ların çıkardığı vızıltıya benzer sesleri kaydetti
ve Holywood ses mühendislerinin benzer efektleri oluşturmak için gelişmiş
bir kayıt stüdyosunun gerektiğini söyledikleri ses efektleri ortaya çıkardı.
IBM’in uzman kimyagerleri tarafından üretilmesinin ancak dünyada henüz
keşfedilmemiş bir ‘soğuk füzyon’ işlemi sonucu mümkün olabileceği açıklanan
metal parçalarını beraberinde getirdi. Ayrıca temasları sırasında yanında
bulunan ve parlak uçan cisimlerin gelip gidişine şahit olan 40’ın üzerinde
görgü tanığı var.

Meier , artık tüm ilgisini bu işe yönlendirmişti. Gece gündüz çalışarak ,
dünya-dışı varlıkların mesajlarını ve temasları sırasındaki konuşmaları tek
sağlam koluyla yazıya geçirdi. Geceler boyunca temasları için hazırda
bekliyor , sabahın erken saatlerinde tamamen tükenmiş ve çalışamayacak halde
eve dönüyordu ; sonunda kendisini destekleyen insanlardan gelen teklif
üzerinde kırsal bölgede , ‘Semjase-Gümüş-Yıldız-Merkezi’ adını verdikleri
bir komüne yerleşti.
Billy Meier’in oğlu Methusalem Meier ile röportaj
Babanın UFO temasları hakkında ne düşünüyorsun? Bu konuda hiç şüpheye düştün
mü ?
Babamın temasları konusunda hiç bir zaman şüpheye düşmedim. Tüm
deneyimlerinin gerçek olduğuna her zamanki kadar inanıyorum , sonuçta bu
konuda benim şahsi deneyimlerim de var . Her şeyden önce daha ben küçük bir
çocukken bile annem ve bazen erkek ve kız kardeşlerimle birlikte gözlemlerde
bulunduk. Bu gözlemler hiç bir zaman aklımdan çıkmadı çünkü çok etkileyici
anlardı. Babamın gözlemleri artık bana çok doğal geliyor ve bu konuda ona
olan inancım tam.
Hiç UFO gördün mü ? ve babanın iletişim kurduğu dünya-dışı varlıklarla
ilgili sıra dışı durumlarla hiç karşılaşın mı ?
Daha önce de belirttiğim gibi daha küçük bir çocukken bile gözlemlerim
olmuştu. Bu gözlemlerden bazıları çok net bir şekilde aklımda . Bilerek bazı
hatıraları unutmamam için hafızama kazıdıkların düşünüyorum. Ayrıca pek çok
sıra dışı olay yaşadığımı söyleyebilirim.
Hatırlayabildiğim en erken deneyimim 1976 Haziran ayındaki gözlemimdi.
Yanımda annem ve kardeşlerim Hans Schutzbach ve Amata Stetter ile birlikte
Hinwil’de kırsal bir alandaydık. Sıcak , güneşli bir gündü ve Hans
gökyüzünde uzaklaşmakta olan büyük , gümüş rengi bir uçan daire gördüğünde
heyecanlanıp ortalıkta koşuşturmaya başlamıştı. Hemen bir fotoğraf çekti
fakat o sırada araç oldukça uzaklaşmıştı. Uzun bir süre uçan dairenin
uzaklaşmasını seyrettik.
1980 yazında Sadelegg’de Samjase’nin ‘ışık gemisinin çıkardığı sesleri
kaydetme olanağı bulduğumuz sırada bende oradaydım. Sesler başladığında
annemin yanında duruyordum. O kadar çok ses çıkıyordu ki 4 kilometre
uzağımızda yaşayan komşularımız neler olduğunu görmek üzere gelmişlerdi.
Kayıt cihazı annemdeydi ve oldukça başarılı bir kayıt yaptı.
Bir yıl sonra ağustos ayının başlarında yanımızda başka tanıklarla birlikte
Bühl’ün Töss Vadisinde bir gece gözlemi sırasında sıra halinde ufukta
ilerleyen 6 ışıklı cisim gördük. Uçuş manevralarının sıra dışı olması
nedeniyle bunların sıradan uçaklar olamayacakları açıktı. Işıklı cisimlerin
gösterisi yarım saatten fazla sürdü ve hepimiz onlara şahit olduk. Daha
sonra cisimlerden bazıları karanlığa karışıp giderken bazıları da birden
bire ortadan kayboldular.
Daha sonra , 1982 yılının Eylül ayında ben henüz 9 yaşındayken küçük bir
köprünün inşaatı sırasında babamın yanındaydım. İşimiz bitip taze çimentonun
çevreden zarar görmemesi için malzeme getirmek üzere oradan ayrıldığımız
sırada birden bire yanımızda bulunan Silvano kulübenin köşesinden koşarak
gelip babamı çağırdı ve birinin az önce döktüğümüz çimentonun üzerinde bir
ayak izi bıraktığını söyledi. Hemen koşarak oraya gittik ve çimentonun
üzerinde 42 santimetre uzunluğunda bir ayak izi gördük.
Billy Meier ile röportaj
Dünya-dışı kaynaklı varlıklarla temasların ne zaman başladı ?
Bu varlıklarla temaslarım 1940’lı yıllarda ben henüz genç bir delikanlı iken
başladı. İlk iletişim kurduğum kişi,yaşadığım köyün İsveç-Alman aksanıyla
konuşan Sfath adındaki yaşlı bir adamdı.
Her şey güzel , güneşli bir yaz sabahı babamla birlikte evimizin yanındaki
bir ceviz ağacının yanında durduğumuz sırada başladı. Birden bire içimde
gözlerimi Eshenmoser Dağına doğru çevirmek için karşı koyamadığım bir istek
duydum ve dönüp baktığımda gökyüzünde kilisenin çan kulesine doğru ilerleyen
gümüş rengi bir parıltı fark ettim.
Henüz bir saniye bile geçmemişti ki gümüş rengi ışık tam üzerimizden geçip 5
kilometre ilerideki ağaçların üzerinde gözden kayboldu . cismin büyük ,
daire şeklinde metalik bir disk olduğunu gördüm. Babama gördüğümüz şeyin ne
olabileceğini sorduğumda muhtemelen Hitler’in gizli silahlarından biri
olabileceğini söyledi. Bir şekilde babamın açıklaması bana inandırıcı
gelmedi ve o günden sonra sıkça gökyüzünü gözlemeye başladım. Geceleri
gökyüzünde hızla ilerleyen yıldızlar görüyordum ve bunlar kesinlikle uçak
değillerdi.
“ Dünya çapında bir UFO tartışması yaratmak görevi bana verilmişti.”
Bir gün içimden gelen bir ses , benimle konuşmaya başladı. Bir gün ,
içimdeki ses bana Höragen Ormanındaki Langenzinggen’e gelmemi ve armut
biçiminde uçan bir aracın beni ziyaret edeceğini , olacakları beklememi
söyledi. Ses’in söylediğini yaptım ve bahsettiği yere gittim. Oraya
varışımdan kısa bir süre sonra gümüş rengi armut şeklinde uçan bir araç
alçalarak yanıma indi. Gemiden yaşlı bir adam inerek dostça bir tonda bana
seslendi. Adının Sfath olduğunu ve uzak bir gezegenden geldiğini , benimle
tartışmak ve bana öğretmek istediği bir çok şey olduğunu söyledi. Bu benim
Dünya-dışı insansı bir varlıkla ilk karşılaşmam oldu ve yıllar boyunca
Sfath’dan başkalarıyla da karşılaştım. Temaslarım 1952 yılında sonra erdi ve
1964 yılında Asket adında dünya-dışı bir kadınla yeniden başladı. Sfath ,
ziyaretleri sırasında geldiği yerin Pleiades/Plejares olduğunu belirtmişti.
Asket ise bizim galaksimizin ikizi olan DAL galaksisinden geliyordu. 1974
yılında , bizim aşina olduğumuz Pleiades takım yıldızından farklı olan
Pleiades sistemindeki Erra’dan gelen geç bir kadınla temasıma kadar başka
temas yaşamadım. Bu yeni temasçının adı Semjase idi ve onunla temaslarım
19802lerin başlarına kadar sürdü. Ayrıca samjase’nin kız kardeşi Pleja ve
babaları ve Quetzal Kumandanı olan Ptaah tarafından da ziyaret edildim.
Temaslarım sırasında yanımda Talida ve Menara adlarında iki genç kadın ve
başkaları da oldu.
Benimle olan temasları resmi olarak 3 Şubat 1995’deki son ziyaretleri ile
son buldu. Fakat bu temasların sona erdiği anlamına gelmiyordu; sadece
Pleiades/Plejaran’ların Dünya2daki görevleri resmi olarak tamamlanmıştı.
Özel ve resmi olmayan temaslar kesintisiz devam ediyor ve bu temaslar
hayatımın sonuna kadar devam edecek.
Dünya-dışı varlıklar nereden geliyorlar ve neden bizi ziyaret ediyorlar ?
Benimle temas kuran varlıklar Pleiades/Plejares Takım Yıldızından
geliyorlar. Fakat daha önce de belirttiğim gibi onların geldikleri yer ,
bizim kendi uzay-zaman düzlemimizden gözlemlediğimiz , Dünyamıza 420 ışık
yılı uzaklıktaki Pleiades Takım yıldızıyla aynı yer değil. Şu anda Pleiades/Plejares
Takım yıldızları sadece 62 milyon yıl yaşında , sıcak mavi güneşler ve ister
tamamen spiritüel ister materyal yaşam formları olsun her hangi bir canlı
türünün yaşamasına uygun değiller.
Pleiades/Plejaran’lılar Dünyamızı ziyaret ediyorlar çünkü orijinali Lyra-Vega
sitemlerinden Dünyaya gelmiş olan bir grupla doğrudan akrabalar. Ayrıca
başka bir uzay-zaman düzleminde bizim bildiğimizden farklı bir Lyra-Vega
takım yıldızı da bulunuyor.
Dünyada bulundukları zamanlarda Lyrian ve Vega’lı varlıklar dünya halkları
arasında büyük bir karışıklığa sebep oldular ve bunun sonucunda dünya
insanları spiritüel öğretilerini ve yaratılış ile olan uyumlarını
yitirdiler. Bu dönemlerde işin içine başa faktörler de girdi fakat bunların
Lyrian ve Vega’lı varlıklarla doğrudan bir bağlantıları yoktu. Aksine son
yaşanan olaylara insanlar üzerinde genetik değişimler gerçekleştiren uzaylı
varlıklar yol açtılar. Değişim geçiren bu insanlar daha sonra Dünyaya
getirildiler ve Dünyada yaşayan normal insanların arasına karıştılar.
Böylece tüm insanlar genetik olarak bir değişim yaşadılar. Verdikleri hasarı
ve zararlı etkileri düzeltmek ve telafi etmek isteyen Pleiades’li ve
Plejaran’lı varlıklar olayın sorumluluğunu üstlenerek dünya insanına, büyük
önem taşıyan öğretileri ve şu anki insanlığın gerçek geçmişi gibi bilgileri
insanlara ulaştırarak kendi ataları ve diğer varlıkların yol sebep olduğu
kaybımızı telafi etmeye çalışıyorlar.
Temaslarınız sırasında neler yaşandığını bize tasvir edebilir misiniz ?
Temaslarımın yeni başladığı yıllarda sık sık motobisikletimle millerce
dolanıp çok uzak mesafelerdeki bir yerle kuracağım telepatik bağlantı için
yönlendirilmeyi beklerdim. Ya da ormanda boş bir bölgeye gidip yerde yada
iniş yapmak üzere olan ışık gemisinde beni bekleyen bir varlıkla buluşurdum
.Temaslarımı geceleri olduğu gibi gündüzleri de yaşadığım için bazen bölgede
dolaşan insanlar yüzünden temas kurulana kadar saatlerce beklemek zorunda
kalırdım.
Bir süre sonra buluşma yerimize yanımda başka insanları da getirmeme izin
verdiler fakat getirdiğim insanların en azından 500 metre gibi bir uzaklıkta
durmaları gerekiyordu. Gene de yanımda gelenler ışık gemilerinin iniş ve
kalkışlarını görebiliyorlardı.

Daha sonraları Semjase-Silver-Star-Center’a taşındığımızda nadiren
temaslarımı kurmak üzere ormana çağrıldım. Bunun yerine direkt olarak bir
ışık gemisine ışınlanıyordum ki bu da bir grup insanın arasında dururken
birden bire yok olmam anlamına geliyor. Bir çok insan böyle bir duruma şahit
oldu ve bir çoğu ışık gemilerini ve uzaylı varlıklarının bizzat kendilerini
gördüler.
1982 yılında sağlığıma ciddi hasarlar veren bir yıkım yaşadım. Sağlığıma
tekrar kavuşmam uzun zaman aldı ve benden çok şey götürdü. Bu yüzden ölüme
yaşamdan daha yakın olduğum 1982-1989 yılları arasında Pleiades-Plejaran’lılar
ofisime yada dışarıda yalnız olduğum zamanlarda bulunduğum yere direkt
olarak kendilerini ışınlayarak temaslarını sürdürdüler.

Pleiades-Plejaran’lıların uzayda yolculuk
ederek yaşadıkları yerden Dünyamıza gelmeleri ne kadar zamanlarını alıyor?
Ve 500 ışık yılı gibi astronomik bir mesafeyi kısa sürelerde aşmayı nasıl
başarıyorlar?
Önceki temasları sırasında bizim göremediğimiz
Pleiades uzay-zaman boyutundan yer değiştirerek gezegenlerinden Dünyaya
gelmeleri 7 saat sürüyordu. Daha sonraları teknolojilerini geliştirerek bu
süreyi 7 dakikaya indirdiler. Bugün en son ulaşım teknolojilerini
kullanarak hiç bir zaman kaybı yaşamadan evrende istedikleri noktaya anında
ulaşabiliyorlar.
Pleiades uzay gemileri
Temaslarımızın ilk yıllarında dünya-dışı
varlıklar itici güç sistemlerinde ışın , devinim ve anti-madde
teknolojilerini kullanıyorlardı .Bu sistemler sayesinde ışık hızının
katlarına çıkarak inanılmaz mesafeleri kısa sürede aşabiliyorlardı. Bu
teknolojileri geliştirmeleri sonucu yeni itici güç sistemlerini verici
olarak geliştirdiler. Bu vericiler pleiades-Plejaran’lılar tarafından sanal
olarak varacakları son noktaya programlanarak yolcuların hedeflerine her
hangi bir zaman kaybı olmadan ulaşmalarını sağlıyorlar.

Dünya-dışı varlıklar neden kendilerini mesela Cenevre’deki Birleşmiş
Milletler Sarayı , New York B.M Karargahı yada Beyaz Saray’ın bahçesi gibi
merkezi yerlerde halkın önünde göstermiyorlar ?
Bunun çeşitli sebepleri var . Fakat en önemli sebepleri Pleiades/Plejaran’lıların
belli kurallar dahilinde hareket etmeleri . Buna göre kendilerini
dünyalılara göstermiyor , henüz uzay
yolculuğunu keşfetmemiş ve henüz kendi aralarında barışı sağlayıp uyum
içerisinde yaşamayı öğrenememiş bir gezegenin toplumunun olaylarına her
hangi bir şekilde karışmıyorlar. Bu sebeplerden dolayı kendilerini açık bir
şekilde tüm dünyanın önünde göstermeleri mümkün değil.

Nasıl oluyor da uzaylı varlıkların ışın gemilerini ve manevralarını gösteren
bu kadar net ve açık fotoğraflar , görüntüler çekebiliyorsunuz ?
Uzaylılar , bizim UFO olarak tanımladığımız uçan cisimlerinin en düzgün ve
belirgin fotoğraf ve videolarını çekme işi için beni görevlendirdiler ..
Ortaya çıkardığım materyaller , dünyanın her yerinden UFO’lar konusunu
tartışan insanlara dünya-dışı zeki yaşamın varlığı hakkında bir mesaj
niteliği taşıyorlar .Ayrıca bu kanıtların bir işlevi de hükümet ajanlarının
ve askeri yetkililerin ellerindeki UFO’larla ilgili, UFO kazalarını ve
içlerinden çıkarılan varlıkları da kapsayan bilgileri sır olarak saklamaya
son verip bu bilgiyi tüm halklarla paylaşımına açmaya zorlamak . Pleiades/Plejaran’lılar,
elimdeki materyallerin fotoğrafların ve diğer kanıtların tüm dünyaya
yayılarak en sonunda karşıt görüşteki insanların engelleyemeyeceği şekilde
tüm insanlara ulaşacağından eminler.

Elinizde kanıt olarak gösterebileceğiniz başka ne tür materyaller var ?
Pleiades/Plejaran’lılar bana oluşumunun çeşitli aşamalarından seçilmiş
çeşitli metal parçaları verdiler ve bunlar daha sonra Amerika’da analiz
edildi. Örnekleri inceleyen metalürji uzmanı, bu parçaların henüz
keşfedilmemiş bir soğuk füzyon işlemi sonucunda oluştuklarına ve
taklitlerinin yapılmasının imkansız olduğuna karar verdi. Bu tür bir
teknolojiye ulaşmamız önümüzdeki 150 yıl boyunca bile mümkün olmayabilir.
Daha sonraları bana bazı kristaller , sentetik materyaller ve bakır, nikel ,
gümüş ve kardeş evrenimiz olan DAL evreninden gelen saf gümüş madenlerinden
yapılmış alaşımlar verdiler. Ayrıca elimde ışın gemilerinin çıkardığı
seslerden oluşan ve bu gün bilimsel laboratuarlarda düzinelerce syntisazer
kullanarak bile taklit edilmesi mümkün olmayan ses kayıtları var. Bunların
dışında bir gün bir lazer tabancasını kullanmama ve fotoğrafını çekmeme izin
verdiler ve ateş ederek kurumuş bir elma ağacında bir delik açtım. Neredeyse
ölü durumda olan elma ağacı mucizevi bir şekilde çiçek açtı ve kısa bir süre
içinde yıllardır meyve vermeyi kesmiş olmasına rağmen tekrar meyve vermeye
başladı.
Ayrıca sık sık bana eşlik ederek temas alanlarına gelmelerine izin verilen
insanların şahitliğini de önemli bir kanıt olarak kabul etmeliyiz. Onlarda
ışık gemilerini gördüler ve hatta fotoğraflarını çekip video görüntülerini
kaydettiler.
Dünya-dışı varlıkların bana dünyada yaşanacak olan bazı önemli politik ,
askeri ve toplumsal gelişmeleri önceden bildirdiklerini de göz ardı
etmemeliyiz. İnsanı korkutacak kadar kesin bir şekilde bana bildirdikleri
doğal felaketler ve bu tür kehanetleri doğru çıktı ve tüm bunlar hakkında
tuttuğum kayıtlar tüm dünyada yayınlandı.
Bunca kanıta rağmen hala küçük maketlerin fotoğraflarını çekmekle , üst üste
kareler çekerek yanıltıcı görüntüler yaratmakla ve hatta televizyondaki
görüntülerin fotoğraflarını çekmekle suçlanıyorsunuz. Bu iddialar hakkında
neler söyleyeceksiniz ?
Bu iddialar saçmalıktan başka bir şey değil. Ortada ışın gemilerini ve hatta
uzaylı varlıkları görmüş , fotoğraflarını çekmiş bir çok tanık var. Bu
insanlar, birlikte temasın kurulacağı bölgeye giderken herhangi bir maket
hazırlamadığıma yada yanımda öyle bir şey getirmediğime şahitlik
edebilirler. Ayrıca karım her zaman yanımda olduğu için böyle bir şeyi
gizlice gerçekleştirmem mümkün değil. Ayrıca bu kadar kanıt varken kendimi
savunmak zorunda değilim. Sadece bana çamur atmaya çalışan insanların
kıskançlıklarına gülüyorum.
Kendinizi bu tür saldırılara karşı nasıl savunuyorsunuz ?
Temaslarımın doğruluğu ortada ve kendimi savunmak için başka bir şeye
ihtiyaç duymuyorum.
Oldukça münzevi bir hayat sürüyorsunuz . Bunun nedeni nedir ?
Sık sık aksi iddia edilse de ve bu güne kadar 15 kez çeşitli suikast
girişimlerinde bulunanlar olsa da yaşamımı her hangi bir suikast korkusu
duymadan geçiriyorum. Kapalı bir hayat yaşamamın çeşitli sebepleri var. İlk
olarak ben bir guru yada bir tarikatın lideri değilim. Bu nedenle de
toplumun önüne çıkıp öyle olmadığım halde kendimi bir azizmiş gibi
göstererek etrafımda bir hayran kitlesi oluşturmak istemiyorum. Ayrıca
insanların kafalarında beni özel bir yere koyarak bana hayranlıkla
bakmalarını istemiyorum. Ben özel biri değilim ve hayatımın gıpta edilecek
bir yanı yok. İnsanların , hayvanat bahçesinde sergilenen bir hayvanmışım
gibi beni görmeye gelmelerini istemiyorum.
Dahası , prensip olarak artık benimle röportaj yapmak isteyen gazetecilerle
görüşmüyorum. Çünkü sadece sansasyonel bir şeyler bulmaya uğraşıyorlar ve
ellerinden geldiğince gerçekleri çarpıtarak yalan haberler yazıyorlar.
Fakat gene de karşıtlarınız FIGU adındaki organizasyonu kurduğunuz için
sizin bir guru yada tarikat lideri olduğunuzu iddia ediyorlar. Nedir FIGU?
Açılımı “ Özgür Spiritüel ve Nadir Bilimler ve Ufoloji Araştırmaları
Topluluğu “ olan FIGU’nun kuruluş amacı yaratılış ve doğa kanunları ile
ilgili bilgileri dünya çapında yaymak ve insanları sevgi , uyum ve insanlık
duyguları ile hareket ettikleri , bir amacı olan bir hayat yaşamaya teşvik
etmek.
Yaradılış-Doğa gerçekleri ile ilgili çalışmalarımız çok geniş alanlarda
sürüyor ve bunların arasında nüfus artışına , işkence ve idam cezasına ,
kadınlara karşı uygulanan şiddete ve çocuk tacizlerine karşı yürüttüğümüz
kampanyalar bulunuyor. Doğanın ve hayvanların korunması için çaba
gösteriyoruz ve yardım için çağrıldığımızda yardıma giderek yiyecek , giysi
, ilaç , barınak , malzeme gibi konularda destek sağlıyoruz.
FIGU’nun icraatları arasında günlük hayatta ortaya çıkabilen durumlarla
ilgili danışmanlık yapmak da bulunuyor. Bu tür bir danışmanlık elbette ki
ücretsiz olarak veriliyor. FIGU , yasalara uygun şekilde kurulmuş , kar
amacı gütmeyen bir topluluktur.
Yazılı materyaller ve kitaplar yayınlamak da FIGU’nun faaliyetlerinden biri.
Bu kitaplar maliyet fiyatına satıyoruz ve bir çok broşürü de ücretsiz olarak
dağıtıyoruz.
FIGU’nun bir tarikat olduğu iddialarına karşı kendinizi nasıl savunuyorsunuz
?
Biz kesinlikle bir tarikat değiliz. Dini bir organizasyon olmadığımız gibi
politik , militarist yada totaliter fikirler üzerine kurulmuş bir sivil
örgüt de değiliz. Hiç bir FIGU üyesi kendi içerisinde keşfedip doğru
olduğuna inanmadığı bir düşünceye inanması için zorlanmamış , bu konuda
baskı görmemiştir. FIGU organizasyonunun bir guru’su , yol göstericisi yada
diğer üyelerin üzerinde değeri bulunan bir lideri yoktur. Bir sivil toplum
örgütüyüz ve işlerin görülmesi için bir başkana ihtiyacımız var ; bu da
benim . Fakat ben bir dini lider değilim. Diğer grup üyelerinden bir farkım
yok . Hepimiz aynı haklara ve yükümlülüklere sahibiz.
Tanıklarla röportaj :
Billy ile bahçede gece yürüyüşü yaparken bir çok kez Billy gökyüzünü işaret
ederek ışık gemilerini gösterdi ve bu tür gece gözlemleri yaşadım. 1987
yılının Ağustos ayında geçe yarısı batı yönünden 3 gemi geldi . Meier’in
çiftliğinin üzerinden geçip bir süre havada kaldılar ve bir kaç dakika
boyunca ileri geri hareketler sergilediler , sonrada hızla gökyüzünde
uzaklaştılar.
Hans Georg Lanzendorfer (36) , sosyal pedagog
Çiftliğin yeni kurulduğu yılların başlarında bodrum katı su ile doluydu ve
suyun boşaltılması gerekiyordu. İşi bitirdiğimizde Billy aşağıya inerek
suyun tamamen boşaldığından emin olmak istedi. Kısa bir süre sonra geri
gelerek bize aşağıda ayak izleri olduğunu söyledi. Bu mümkün olmadığından
tabi ki ona inanmadım fakat gene de aşağıya inerek kendim kontrol ettim ve
gördüğüm ayak izlerinin fotoğrafını çektim. Fotoğraflar basıldıktan sonra
resimlerden birinde uzaylı varlıklardan birinin kafası ve ensesi
görülüyordu.
Einsiedeln yakınlarındaki schönenberk teması sırasında bende olay
yerindeydim. Bir yerde durmuş Billy’i beklerken birden bire yanımızda
beliriverdi. O gece sağanak şeklinde yağmur yağıyordu fakat Billy’nin ceketi
tamamen kuruydu. Bir kaç saniye sonra o da bizim gibi tamamen ıslandı. Bize
direkt olarak gemiden aşağıya ışınlandığını söyledi. Bir başka sefer de
Billy ile birlikte gökyüzünde sıra halinde ilerleyen 6 ışık gemisine şahit
oldum.
Bern adette Brand (49) yönetici
Bir çok etkileyici olaya tanık oldum. Bir seferinde tavuklar için kümes inşa
ettiğim sırada Billy’nin tarladan yürüyerek çiftlikten uzaklaştığını gördüm
ve bir temas gerçekleşeceğini tahmin ettim. Kısa bir süre sonra çok
gürültülü ve dinamik bir vızıltı sesi duydum ve Billy’i gemiye
ışınladıklarını düşündüm. Yaklaşık yarım saat sonra çayıra doğru baktığımda
bir saniye önce orda olmayan Billy , sanki biri bir perdeyi çekip onu ortaya
çıkarmış gibi karşımda duruyordu.
Temaslarında genellikle beni de şoför olarak yanında götürür. Yolculuğumuz
sırasında her zaman başka bir yerlerden komutlar alır ’ daha kuzeye , biraz
daha güneye , 20 metre daha ilerle sonra doğuya doğru dön’ ve bu komutları
bana iletir. Genellikle ışık gemilerini gökyüzünde ufuk çizgisi boyunca
ilerleyen parlak ışıklar şeklinde gördüm.
Bir seferinde Billy bir temas olacağını söyleyerek benim de gelmemi istedi.
Yolda giderken billy bağlantı kurarak bana gideceğimiz yeri söyledi. Sonra
birden bire ‘ burada dur ‘ dedi. Arabadan inerek aşağıda beklemeye başladı.
Dışarısı çok soğuktu. Daha sonra ormana doğru ilerleyerek gözden kayboldu.
Etrafa bakınırken orman yönünde , yaklaşık 100 metre ilerimde bir parıltı
dikkatimi çekti. İlk başta bunun dünya-dışı bir varlık olduğunu düşündüm.
Fakat sonra fikrimi değiştirdim çünkü ilerideki figür daha çok sığırlarını
otlatmaya çıkmış bir çobana benziyordu. Tekrar oturmak üzereyken parıltıyı
bir kez daha gördüm ve ne olduğuna bakmaya karar verdim. Arabamla o noktaya
doğru ilerledim ve farları yaktım. Tam karşımda, farların ışığıyla
aydınlanmış halde , uzaylılardan biri olan Quetzal duruyordu. Bir pelerin ve
parlak bir uzay elbisesi giymiş uzun boylu biriydi. Karşımda hareket etmeden
duruyordu ve sonra hemen ışığın önünden çekildi. Arabayı çevirdim ve o anda
yok oldu. Billy geri döndüğünde şakayla karışık neden zararsız bir
otostopçuyu korkuttuğumu sordu ve gördüğüm kişinin Quetzal olduğunu söyledi.
Engelbert Wachter (66) matbaacı
Billy’e karşı düzenlenen 4 suikast girişimi sırasında bende olay
yerindeydim. Gördüklerim beni oldukça düşündürdü.
Bir seferinde 1982 yılında Billy beni çağırarak ‘ Gel , gökyüzünde bir ışık
gemisi var! ‘ dedi. Öğleden sonra saat 16.00 civarıydı ve gökyüzünde tıpkı
resimlerde gördüğümüz gibi açık ve belirgin bir şekilde bir uzay gemisi
duruyordu. Işık gemisi yaklaşık 1-2 dakika kadar görüldü . Daha sonra bir
uçak yaklaşmaya başladı ve bunun üzerine ışık gemisi bulutların arasında
girerek gözden kayboldu.
Silvano Lehmann (37) garson
Billy’nin bir çok temas deneyimi sırasında ben de yanındaydım. Işık
gemilerini gördüğümüz anı , çeşitli temas alanlarını ve yerde bulduğumuz
iniş izlerini hala çok canlı bir şekilde hatırlıyorum. O zamanlar oldukça
gençtim kapının önünde dururken başımı yukarı kaldırdığımda gökyüzünde bir
ışık gemisi gördüğüm günü asla unutamam. Yaklaşık 10-15 saniye havada kalan
gemi daha sonra birden bire yok olmuştu . Daha sonra geminin sulu boya ile
bir resmini çekmiştim. Bunlar tamamı gündüz yaşanmış , çok canlı hatıralar .
Atlantis Meier (28) oto tamircisi
Billy ile birlikte bir çok gece gökyüzünde UFO gözlemledik ve 1980 yılının
Haziran ayında ışık gemilerinin çıkardığı vızıltı seslerini duydum. O akşam
yaşananlara tanık olanların hepsi uzun bir yolculuk sonunda Sadelegg’e
gelmişlerdi. Bily , yaklaşık 150 metre ilerimizde durarak vızıltı seslerini
bizzat kendisi kasede kaydetti .Biz yolun kenarında bekliyorduk ve
duyduğumuz sesler o kadar gürültülüydü ki etraftaki çitliklerden meraklı
çiftçiler ve yoldan geçenler ne olduğuna bakmak için bulunduğumuz yere doğru
gelmeye başlamışlardı.
Bir kaç yıl öncede Billy ile birlikte gece yürüyüşü yaparken gökyüzünde zig
zaglar çizen oldukça büyük bir cisim gördüm.
Eva Bieri (43) sekreter
Bir gece neredeyse bir uzaylıyla çarpışacaktım. Birden bire garip bir
titreşim dalgası hissettim ve sanki beni geri gitmeye zorluyordu. O noktaya
yaklaştığımda titreşim dalgasının arttığını hissedebiliyordum. Bu olaydan
çok etkilendim ve uzan bir süre kimseye anlatmadım. Sonunda dayanamayıp
Billy’e anlattığımda bana hissettiğim şeyin dişi bir uzaylı varlığın
görünmez korunma kalkanı olduğunu söyledi. Bu koruma kalkanları onlar için
çok gerekli çünkü kendi frekanslarından çok farklı olan titreşimlerimiz
onlar için dayanılmaz .
Louis Memper (48) eczacı
8 Nisan 1983 tarihinde akşama doğru saat 17.00 civarı bahçede çalışırken
gökyüzüne baktığımda bulutların arasında bir an bana yakınlaşıp bir anda
uzaklaşan bir ışık fark ettim. Sağa – sola hareketler yapıyordu. Bunun
normal bir şey olamayacağını düşünüyordum ki arabamda dürbün olduğu aklıma
geldi. Tam o sırada Billy ve diğer FIGU üyeleri geldiler. Onlar da
gökyüzünde dans eder gibi hareket eden parlak ışığı izliyorlardı.
Başka bir gün , Billy’i ziyarete gelmiştim ve gece yatıya kalmıştım. Gece
yarısı bahçe tarafından ayak sesleri duydum ve hemen ne olduğunu öğrenmek
üzere dışarı çıktım. Bahçede ilerlemeye başladığım anda ‘ olduğun yerde kal’
şeklinde bir komut duydum ve yerimden kıpırdayamaz oldum. Fakat göz ucuyla
etrafı görebiliyordum ve yan tarafımda uzun boylu , beyaz saç ve sakallı
biri duruyordu. Billy’nin saçı o günlerde henüz beyazlamadığı için o
olamazdı. İçimde çok özel bir sevinç hissetmeye başladım . Üzerinde beyaz
bir giysi vardı ve ışıkla sarmalanmış gibiydi . İnsanın içini ısıtan bir
parıltı yayıyordu. Daha sonra yaşadıklarımı Billy’e anlattığımda onun
dünya-dışı varlıklardan biri olan Ptaah olduğunu söyledi.
Brunhilde Koye (64) ithalatçı
Çiftliğin yürüyüş yollarını tamir ediyordum ve kimsenin yanlışlıkla üzerine
basmaması için yolun yeni çimento dökülmüş kısmını kordonla çevreledim.
Fakat geri döndüğümde çimentonun üzerinde dev bir ayak izi olduğunu gördüm.
İlk başta yeni çimento döküldüğünü fark etmemiş birinin bastığını düşündüm
fakat açıkça hiç bir insanın bu kadar büyük ayağı olamazdı. Daha sonra Billy
, Danel adında 2.48 metre boyunda uzaylı bir varlığın bize bir kanıt daha
vermek için o izi bıraktığını öğrendi.
Uzun zaman önce , traktörü Billy’nin kullandığı günlerde traktörün arkasına
küçük bir römork takmıştık ve Hinwil yönündeki vadiye doğru ilerliyorduk.
İlk virajdan sonra Billy’nin direksiyonu tutmadığını fark ettik. Traktör
kendi kendine ilerliyordu. Vadinin dolambaçlı yolları boyunca açıkça Billy
traktörü spiritüel yetenekleri sayesinde yönlendirmişti. Yol boyunca bir kez
bile direksiyona dokunmadı.
Freddy Kropf (38) Aşçıbaşı
Bäretswil’in yukarısında , Betswil’de olduğumuz dönemde Billy onunla
birlikte bir temas deneyimine katılmama izin verdi. Bana , daha detaylı
talimatlar alana kadar arabada beklememi söyledi. Uzun süre arabada bekledim
ama sonunda beklediğime değmişti. Ağaçların arasından bir ışık gemisinin
ufuk çizgisine doğru uzaklaşmasını çok net bir şekilde görebiliyordum. Gemi
yükseldikten sonra inanılmaz bir hızla benim bulunduğum yöne doğru geldi.
Hava karanlıktı ve inanılmaz bir şova şahit oluyordum. Daha sonra gemiden
kıvılcımlar dökülmeye başladı. Hiç bu kadar güzel bir an yaşamamıştım.
Jacobus Bertschinger (48) Şoför
Billy Meier’in çektiği fotoğrafları ilk defa 1976 yılında gördüm ve o andan
itibaren onlarla ilgili her şeyi öğrenmeye karar verdim. O sırada hala
Hinwil’de yaşıyordu ve gelip onu ziyaret etmek için iznini istedim. Daha
sonra geri dönmek için hazırlandığım sırada Billy biraz daha kalmam için
beni davet etti . O gece özel bir şeyler olacağını hissedebiliyordum ve kısa
bir süre sonra da ilk UFO gözlemimi yaşadım.
Toplam gözlemim 3 dakika sürdü ve bunun 2 dakikasında fotoğraf çekmeme izin
verildi. Ayrıca çeşitli iniş izlerini de inceledim ve fotoğraflarını çektim;
Bily tam ortamıza ışınlandığı zaman da oradaydım; 5 metre boyunca bir köknar
ağacının birden bire kayboluşuna şahit oldum; Billy iki uzaylı varlıkla
telsizi vasıtasıyla konuşurken tam yanında duruyordum . Ve bir seferinde
çiftliğin 700 metre yukarısından , Semyase’nin ışık gemisinden telsiz
vasıtasıyla bana kesin bilgiler aktardı. O gün çit çakmak üzere yere
delikler açıyorduk ve bize açtığımız deliklerin eğri durduğunu söyleyerek
uygun şekilde yapmamıza yol gösterdi.
Guido Moosbrugger (73) emekli okul müdürü
Bazılarıyla röportaj yapılan diğer tanıkların isimleri :
Elisabeth Gruber
Thomas Keller
Bernhard Koye
Madeleine Brügger
Christina Gasser
Herbert Runkel
Meria Wachter
Conny Wachter
Hans Zimmermann
Billy Meier’in kızı Gilgamesha Meier
1989 yılında Meier’in eski karısı Kalliope’nin kendi sözleri ile
tanıklıkları...
İsviçre Hava Kuvvetleri ve Billy Meier
Meier’in tanıklarından biri olan Zürih’li UFO araştırmacısı Erwin Mürner
anlatıyor :
Billy Meier’i 1976 yılından beri tanırım. O kendisini tarihte yanımda bir
grup insanla birlikte Wetzikon’da ziyaret etmiştim. Beraber UFO’ların iniş
yaptığı tarlaları gezdik ve sohbet ettik. Çok etkilenmiştim. Kısa bir süre
sonra ailemi ve karımı iniş alanlarını göstermeye götürmek üzereyken bir UFO
gözlemi yaşadım. Gördüğüm cisim daire şeklindeydi ve aniden gökyüzüne doğru
fırlayarak havada bir noktada durdu. Kısa bir süre sağa sola hareketler
yaptıktan sonra bir yaprak gibi süzülerek alçaldıktan sonra aniden yok oldu.
Billy bana fotoğraflarından bazılarını verdi. İçlerinden beni en çok
etkileyeni bir Mirage savaş jeti ile bir UFO’nun aynı karede görüldüğü
fotoğraf. Fotoğrafların ardında yatan gerçeği ortaya çıkarmak için çok
uğraştım. Daha sonra Zürich’te düzenlenen bir UFO kongresine katıldım ve
orada Hava Kuvvetlerinden bir yetkili ile tanıştım. Fotoğrafla ilgili
sorular sorduğumda bana fotoğrafların gerçek olduklarını söyledi. Orduda
özel birlikte görevli olan bu kişiyle daha sonra bir çok defa daha
karşılaştım. İkinci karşılaşmamızda siyah bir evrak çantası taşıyordu ve
içindeki dosyalardan bazılarını okumama izin verdi. 3 numaralı dosyada
Miraje jeti ile ilgili olayın kayıtları vardı . Dosya çok gizli ibaresi
taşıyordu ve kesinlikle başkalarına açıklanmaması gereken bir bilgiydi.
Billy Meier hakkında ne düşündüğünü sorduğumda bana ordunun her şeyi
bildiğini ve gerçek olarak kabul ettiklerini fakat bunların halka
açıklanmasının mümkün olmadığını söyledi.
Mürner , daha sonra Mirage pilotunun ismini de öğrenmeyi başardı ve pilotla
bir görüşme ayarladı. Hava Kuvvetleri pilotu olayı doğruladı ve tüm
ayrıntıları anlattı.
İsviçre Hava Kuvvetleri’nin Meier’in temasları hakkında daha başka bilgileri
var mı ?
İsviçre Ordusunun yıllar önce Meier’in çiftliğinin bulunduğu tepenin üst
kısımlarında bir araziyi füze fırlatma alanı olarak belirleyip günümüzde
kullanıldığı haliyle bir gözlem noktası haline getirmesi bir rastlantı
olamaz.
İsviçre Ordusunun Meier’in temaslarının doğru olduğuna inandığı yönünde bir
çok kanıt mevcut. İsviçre Ordusu Hava sahası Güvenliği Gözlem Biriminden bir
yetkili , görüştüğü UFO araştırmacısı Luc Bürgin’e ve MUFON-CES araştırma
grubu üyelerine İsviçre Hava Sahasında uçan tanımlanamamış cisimlerle ilgili
radar kayıtlarını gösterdi. Yetkilinin verdiği bilgilere göre 1 Nisan 1993
ile 31 nisan 1995 yılları arasındaki 25 aylık dönemde İsviçre üzerinde
uçarken radarda tespit edilmiş toplam 236 UFO kaydı bulunuyor. Olayın en
dikkat çekici yanı , radardaki UFO kayıtlarının neredeyse hepsinin Billy
Meier’in yaşadığı bölgede üzerinde kaydedilmiş olmaları.
Michael Hesemann
1996 ekim ayında Uluslararası İnsanlık Cemiyeti ve Birleşmiş Milletlerin
SEAT ekibinin daveti üzerinde topluluk önünde bir konuşma yapmak üzere
Birleşmiş Milletler Karargahına geldim. Küçük bir konferans halinde geçen
toplantıya ayrıca konuşmacı olarak Carlos Diaz , Madeleine Rodeffer ve Albay
Colman VonKeviczky’de katıldı. Konferansın ardından bir bayan yanıma gelerek
Birleşmiş Milletler Güney-Doğu Asya Temsilcisi olarak kendini tanıttı. Bana
Billy Meier’i tanıyıp tanımadığımı sordu ve tanıdığımı öğrenince onun
hakkındaki fikirlerimi öğrenmek istedi. Meier’in temaslarının doğruluğuna
sonuna kadar inandığımı söylediğimde kısa bir süre düşündükten sonra bana
kendi hikayesini anlatmaya başladı.
Billy ile Hindistan’da olduğu yıllarda tanışmış. Billy Meier , o sırada 1964
yılının Nisan ve Eylül ayları arasında gerçekleştirdiği bir dünya
seyahatindeydi. Gençliğinin de verdiği enerji ile çoğunluğu otostopla olmak
üzere toplam 42 ülkeyi dolaşmıştı. Yeni Delhi yakınlarındaki Mehrauli’de ,
Ashoka-Ashram’a Budizm’i öğrenmek üzere gelmişti. Ashoka , 3.cü yüzyılda
Ashoka kralı tarafından kurulmuş bir tapınak ve en eski Budist tapınağı .
Günümüzdeki liderleri V.B. Dharmawara , Kaliforniya’da 109’uncu doğum gününü
kutladığı sırada hala gayet sağlıklıydı. Meier , tapınakta Dharmawara’nın iç
savaş sırasında ülkesinden kaçmak zorunda kalan torunlarıyla tanışarak
arkadaş oldu. New York’ta tanıştığım bayanda Dharmawara’nın torunlarından
biriydi ve saygıdeğer bir diplomat olmuştu. Meier bir sohbetimiz sırasında
bana yüzlerce işte çalıştığını , hatta bir seferinde yılan yakalayıcısı
olarak çalıştığını söylemişti ve ben inanmakta zorluk çekmiştim. Şans eseri
, tanıştığım bayanın erkek kardeşi Meier’e yılan yakalamayı öğreten kişi
çıktı.
Daha sonra bir yemek sırasında konuştuğumuzda bana kendisi ile birlikte
görevde olan bir çok kişinin Meier’in temas kurduğu ışık gemilerini ve
onları kullanan varlıkları gördüklerini söyledi. Hatta bir seferinde Meier’i
Ashram’ın arka bahçesinde , yanında uzun boylu , sarışın ve uzay giysisine
benzer bir kıyafet giymiş bir kadınla birlikte yürürken görmüş. Dedesinin de
uzaylı varlıklarla karşılaşıp onlarla konuşma fırsatını bulduğunu öğrenmiş.
Heyecanla hikayesini anlatan bu bayanın adını açıklamayacağına yemin ettiğim
için burada yazmıyorum. Kendisi önemli bir diplomat olduğu için isminin
halka açıklanmasını istemiyor.
Merier’in Hindistan’daki temasları , en tanınmış UFO araştırmacılarından
biri olan ve o yıllarda konser vermek üzere Delhi’de bulunan Londra Senfoni
Orkestrasında kemancı olarak bulunan Timothy Good tarafından yerinde
araştırıldı. Şans eseri Good’un orada bulunduğu sırada yerel bir gazetede
Merier’in temasları hakkında bir haber yayınlanmıştı .
“Sadece uzaydan gelen gemiler görmüyorum onların fotoğraflarını da çektim ve
hatta içlerine girdim. Bana verdikleri ve yerine getirmem gereken görevlerim
var.”
Good , bu haber üzerine Mehrauli’ye gitti ve Meier’in ‘ uzaydan gelen kız
ile ‘ temaslarına şahit olan tanıklarla görüştü. Tanıştığı herkes Meier’i
ahlaklı ve güvenilir bir insan olarak tanımlıyordu. Meier’in daha sonraki
açıklamalarından Birleşmiş Milletler Diplomatı’nın Merier’in yanında
yürürken gördüğü uzay giysili kadının Asket adlı Uzaylı varlık olduğu
anlaşılıyor.
Diplomat kadının kafasını karıştıran tek şey , Hindistan’da Meier’in yanında
yürürken gördüğü kızın daha sonra Meier’in ortaya çıkardığı ve Asket’e ait
olduğunu söylediği fotoğraftaki kıza fazla benzememesiydi. “Bir kitapta
gördüğüm fotoğrafta , kızın saçları platin sarısı renkte. Fakat beni
gördüğüm kızın saçları daha koyu sarı renkteydi ve bakışları daha değişik
şekildeydi. Fakat Merier kendisine bu soru yöneltildiğinde bunun normal
olduğunu , içinde bulunduğu geminin ışıklandırmasının alışkın olduğumuzdan
çok farklı olduğu için çekilen resimlerde renk bozulmaları olabileceğini
söyledi.
PS Dergi Sayı: 38 - 1990 - 27
Mayıs Pazar Magazin

Bir uzaylı ile konuştuğunu iddia eden Edvard Meyer.
Uzaylı Semjase, Edvard Meyer ile telepati
yoluyla konuşarak şu mesajı verdi:
'Uzaylılar dünyayı vuracak'
Uzaylılarla Yapılan Anlaşma Serpo Projesi

The
Sport Model As Described by Robert Lazar.
Spaceship Alien - Area 51 UFO
Model 1:48 Scale Alien Flying Saucer
Sayı: 2
- Şubat 1996 FOCUS STAR TREK
BBC Focus magazine - How To Travel
Faster Than Light.
BBC Focus - Science & Technology
November 2014

Interstellar travel is a common theme in sci-fi
movies, and this November the movie Interstellar will see
astronauts exploring deep space in a bid to find new habitable worlds. But
if we're ever going to make this a reality, we'll need to travel faster than
light. Inside this month's Focus, we look at wormholes, warp drives,
and other ways to beat the cosmic speed limit.
GRAVITY CONTROL
TECHNOLOGIES

POPULAR SCIENCE Özel Rapor: NASA nın Warp Sürücüsü
NASA'DAN WARP SÜRÜCÜSÜ PROJESİ
FOCUS Popüler Bilim ve Kültür Dergisi
- Sayı: 2006/05 112414 Mayıs 2006
Zaman denen bilmece :
Kaku'nun kişisel zaman makinesi
POPULAR SCIENCE : 'Zamanda Yolculuk ve Çözülen paradokslar.'
Bilim ve
Teknik Temmuz 1989 Geçmiş zamanlara yolculuk mümkün mü?
Focus Dergisi - Zamanda Yolculuk
Stephan
Hawking'in 11 boyutlu evren teorisi
FOCUS
DERGİSİ ZAMAN DOSYASI
Zaman içinde yolculuk - j. Ray Dettling
Popular
Science Aralık 2014 Sayı:32
Solucandeliğinin Ötesinde - Interstellar filmi ne
kadar gerçekçi?
ANTI-GRAVITY
TECHNOLOGY
GRAVITY CONTROL
TECHNOLOGIES



Nazilerin Bilinmeyen Uzay Programı
Bilim kurgu meraklıları ve komplo teorisyenleri, bir zamanlar
yerçekimine karşı koyabilen teknoloji
üzerinde çalışmalar yaptıkları bilinen Nazilerin, bir gün göklerden devasa uzay
araçlarıyla geri geleceğine dair teoriler öne sürüyor. Peki, böyle bir ihtimal
gerçekten söz konusu olabilir mi?
Nazilerin bir uzay programı yürüttüğü ve dev UFO’larla ilk önce Antarktika,
ardından da uzaya gittikleri yönündeki iddialar, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen
ardından tartışılmaya başlanmıştı. ABD’nin 20’inci yüzyıldaki önemli bilim kurgu
yazarlarından Robert. A. Heinlein, 1947’de yazdığı kitabında, Nazilerin Ay’da
üssü olduğu düşüncesini ortaya atmıştı.
Üzerinde gamalı haç sembolü taşıyan Nazi UFO’larının göklerde dolaştığı
Finlandiya yapımı “Iron Sky” filminin bu yıl gösterime girecek olması, Nazilerin
“çok gizli” uzay programı hakkındaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
ABD’nin başkenti Washington’daki Smithsonian Uzay Tarihi Müzesi yetkilisi
Michael Neufeld, Nazilerin bir uzay programına hiçbir zaman başlamadığını
savunuyor. Neufeld, “Bu yanlış anlamadan kaynaklanan bir durum… İnsanlar bir
roket programıyla, bir uzay programını aynı tutuyor. Nazilerin roket programı
sadece silah üretmeye yönelikti. Almanların amacı ilk olarak V-2 roketlerini,
uzun dönemde ise daha büyük ve menzili daha uzun roketler üretmekti” dedi.
VON BRAUN’UN HAYALİ FARKLIYDI
Nazi İmparatorluğu, var olduğu 1933 ile 1945 yılları arasında savaş alanında
kullanmak için çok büyük askeri projeler başlattı. Almanların silah
teknolojisine bu kadar odaklanmış olması, bilimsel çalışmaların ne boyutta
olduğunun anlaşılmasını zorlaştırdı.
Almanlar, Wernher von Braun gibi çok değerli bilim insanlarına sahipti. Ancak
uzay keşfine kafayı takmış olan von Braun’un dehası her zaman daha güçlü bir
roket geliştirilmesi için kullanıldı.
Von Braun’un biyografisini yazan Bob Ward, “Alman bilim insanları, roket
programını, bir uzay programıyla devam ettirmek istiyordu… Nihayetinde bir uzay
programının olacağını düşünüyorlardı ancak buna imkan oluşması için ilk önce
askeri programlar yürütülmeliydi… Almanlar’ın güç yapısında bir uzay programına
yönelik planlar yapıldığını zannetmiyorum” dedi.
ALMANLAR’IN UZAY YOLCULUĞU HAYALİ
Almanların uzay programına olan ilgisi Nazi iktidarının öncesindeki yıllarda,
1920’li ve 30’lu yıllarda çoktan başlamıştı. Adolf Hitler’i Almanya’nın lideri
olma yolunda her zaman destekleyen ve Nazi partisinin kurulduğu günden itibaren
arkasında olan Thule teşkilatı, elektro manyetik
yerçekimi motorları geliştirmeye çalışıyordu.
Yerçekimine karşı koyabilen uzay araçları ilk olarak 1935 yılında Hauneburg
kasabasında test edildi. Ünlü Alman fizikçi ve mühendis Hermann Oberth’in,
uzayda yolculuğun gerçekleştirilebileceğini öne sürdüğü yıllarda, Almanlar
Haunebu adını verdikleri uzay araçlarının projesini hayata geçirmişti bile.
Almanların tutsak ettiği Avusturyalı deha Viktor Schauberger, 1939’da Haunebu–1
uçan dairesinin yerden yükselmesini sağlayan kişi oldu. Ancak ilerleyen yıllarda
savaşın gidişatının değişmesi ve düşmanı durdurmak için V-2 gibi büyük silahlara
ihtiyaç duyulması, Schauberger’in çalışmalarını arka planda bıraktı.
Neufeld, “Naziler yönetime geldiğinde tüm kaynaklarını füze teknolojisine
aktarmaya başladı” ifadesini kullandı. Savaşın kaybedilmesiyle de, suyun
sihirbazı olarak bilinen bilim insanının çalışmaları müttefiklerin eline geçti.
İYİ VE KÖTÜ NAZİLER
İkinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinin ardından, Alman bilim insanları ABD ve
Sovyetlerin uzay programlarına öncülük eden isimler oldular. Karizmatik von
Braun, NASA’nın itici gücü haline gelirken, Almanların uzay programı hakkındaki
efsanelerin de canlı kalmasını sağladı.
Neufeld, “von Braun ve yanındaki bazı önemli isimler, Nazi yönetimi altında
çalışırken aslında kafalarında yatan asıl konunun uzay olduğuna dair yanlış bir
izlenimin yayılmasına neden oldular… Birçoğu silah projelerini açıkça
destekledi, hatta bazıları çok hırslı Nazilerdi. Ancak savaşın ardından eski
kimliklerinden uzaklaştılar” dedi.
Alman bilim insanlarının gerçekte neyi savunduğu, müttefikler arasında onların
“iyi ve kötü Naziler” olarak ayrılmalarına neden oldu. Von Braun ve arkadaşları
ilk gruba girerken, SS birliğinin komutanı Heinrich Himmler ve Auschwitz toplama
kampında yaptığı deneylerle bilinen SS komutanı Josef Mengele, ikinci gruba
giriyordu.
Neufeld, “von Braun bir uzay tutkunuydu… Uzay onun umursadığı tek şeydi. Aynı
zamanda sağcı bir milliyetçi ve Nazilere sempatisi olan bir insandı. Kısaca
silah üretmek onun için bir çelişki değildi. Hem savaşa hem de uzay keşfine
hizmet edecek roketler yapabilirdi” ifadesini kullandı.
V-2 SAVAŞ KAZANAMADI AMA…
Almanlar, ilk V-2 balistik füzesini 3 Ekim 1942’de Almanya’nın Peenemünde
kasabasında test etti. Walter Dornberger, başında olduğu proje için, “Uzay
yolculuğundaki ulaşımı temsil eden yeni dönemin ilk başarısı” olarak yorumladı.
Bir ton ağırlığındaki 14 metrelik dev V-2 roketleri, 5 bin 700 km hıza
ulaşabiliyordu. Üç yılda 2 bin 724 İngiliz’in hayatına mal olan V-2’ler,
Nazilerin teknolojik araştırmalarının amacını açıkça ortaya koydu.
V-2, nihayetinde Almanlara istediklerini veremedi. Neufeld, “Bu roket Sovyetler,
ABD , Fransa ve dolaylı yollardan diğer müttefik ülkelere fayda sağladı. Uzaya
giden yolculukta ise temel taşı oluşturdu” dedi.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, V-2, silah teknolojilerinin geliştirilmesinde
kullanılmaya devam etti. Alman mühendisler, ABD ve Sovyetler arasındaki yarışta
kıtalararası balistik füzelerin (ICBM) geliştirilmesinde rol oynadı. Dünya, her
an patlayabilecek bir nükleer füzenin tehdidiyle yaşamak zorunda kaldı.
Nazilerin savaşı kazanması halinde, 1940’lı yıllarda uzay keşiflerin başlamış
olacağını savunanlar hala var. Ancak Neufeld, insan doğasının her zaman baskın
çıktığı görüşünde: “Bana kalırsa Almanların zaferi yaşansa bile uzay keşfi uzun
yıllar beklemek zorunda kalırdı… Savaş, havacılık veya başka bir alan olsun, her
zaman teknolojik gelişmelerin öncülüğünü yapıyor. Uzay yolculuğu önüne geçilemez
bir konu. Yine de hayata geçmesi çok uzun sürerdi” yorumunda bulundu.


...::UFO
Sevk Teknolojileri::...
Ana Sayfa /
index /Roket bilimi
/
E-Mail
/
UFO Technology
/
Gravity -Antigravity Dosyası
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!!
Telif hakları uyarınca bu
bir suçtur..!
Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
- İzinsiz alıntı
yapılamaz!
Cetin BAL -
....::: GSM: +90 05366063183 / Turkey - Denizli :::... |